30.07.2016

birlikte

Bugün marketten eve dönüyorduk, sokağa inen merdivenlerin başında iki genç, bir kız bir erkek, sırt çantaları, bavullarıyla oturmuşlardı. Yanlarından geçerken Türkçe konuştuklarını fark ettim. Biraz ilerlemiştik, apartman kapısına varmak üzereydik. Ya dur, dedim. Belli ki turistler, belki de öğrenciler ama kesin bu şehirde yeniler. Bir sorsak ya, acaba yardıma ihtiyaçları var mı.

Döndük, yanlarına gittik, "İyi günler," dedim. "İyi günler," dediler hafif şaşırmış, Fransızlar diyarında dört Türk'ün bir sokak köşesinde, merdiven başında buluşmasına. "Size yardımcı olabileceğimiz bir şey var mı?" "Yok, teşekkürler," dedi erkek olan, tam gidecekken, "Aslında bir şey var..." dedi kız. Tatil için kiraladıkları adrese internette bir siteden bakabiliyorlarmış fakat internet bağlantıları yokmuş. O yüzden de adrese ulaşamıyorlarmış. Telefon, internet derken, inecekleri metro istasyonuna kadar birlikte bulduk. Onlar kalkıp yola koyuldular, biz de evimize döndük.

Sorun basit, çözüm basit ama sorun da, çözümü bulmak da uzayabilirdi. Görmeyi, sormayı ve istemeyi -genç, sözüm sana:)-bilmeseydik!

Eskiden olsa zihnim kendi çok önemli meselelerimle dolu, başımı bile çevirmez, muhtemelen onları da fark etmez, yürür geçerdim. Artık daha çok farkında olmaya çalışıyorum çevremin, karşılıklı an ve mekan paylaştığım insanların, şeylerin. İç sesim "sorayım" diyorsa, o sesi duymamış gibi yapıp yürümüyorum örneğin.

Şu anda ve her anda, şehrimizle, sokağımızla, komşumuzla, bakkalımızla, sahibini hiç bilmediğimiz ayak sesleriyle, hepimiz bir bütünün parçalarıyız. Etkileşim halindeyiz, el birliğiyle bir çarkı döndürüyor, öz renklerimizle ortak bir resim yapıyoruz, hep birlikte bir şeyleri inşa ediyoruz. İyileşirsek birlikte iyileşiyoruz, güzelleşirsek birlikte güzelleşiyoruz! Düşündüğümüz, konuştuğumuz ve yaptığımız her ne ise, bütüne biraz daha o "şey"den katıyoruz. Bu müthiş güzel ve bu bilgi, bu idrak çok önemli. Hepimiz biriz ve gerçek, şu andan ibaret çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder