3.04.2017

dikkat, şefkat ve samimiyet

Bugüne kadar yolumda karşılaştığım tüm öğretmenlerimin, kendimde deneyimlediğim bilgileri aktardığım tüm dostların önünde sevgiyle ve saygıyla eğilerek... Yogayla ilgili son günlerde söylenenler üzerine, ben de kendimden bildiklerimi paylaşmak istedim. Yogayla Hindistan'da, yoga bilgisinin geleneksel anlamda uygulandığı ve aktarıldığı bir okulda tanışmamın ardından, öğrenci olarak girdiğim derslerde birbiri ardına sarsıldığım, fiziksel olarak güçlenirken ruhen yıprandığım, hayal kırıklığına uğradığım anlar oldu. Kendi yüce yargılarımla dünyadan da, yogadan da uzaklaştım. Oysa çevremde işini son derece iyi niyetlerle ve samimiyetle yapan eğitmenler, neşeyle bedenlerini geliştiren, estetik ve güçlü duruşlar sergileyen arkadaşlar vardı. Herkesin yolu başka da olsa sabır, disiplin ve doğru bir dikkatle ilerlendiğinde o yollar mutlaka bir yerde birleşiyordu. Ben bunu henüz bilmiyordum ve yargılıyordum. Muhtemelen hiçbirimiz yoga eğitmenlik eğitim(ler)ini aydınlanmış insanlar olarak tamamlamıyoruz. Dışarıda neysek ya da neye arzu duyuyorsak en azından bir süreliğine, bunu mat üzerinde yansıtmamız çok doğal. Bu, instagramda müthiş fotoğraflar paylaşmak da olabilir, emek vermişizdir ve bu görülsün, takdir edilsin istiyoruzdur... Ya da yoga dersine ne giyeceğimizi düşündüğümüz süreyi meditasyon yapmaya ayıramıyoruzdur... Derse hoşlanmadığımız biri gelince ya da beklediğimiz kişi gelmeyince yüzümüz asılıyordur... Hocadan "Bravo!" alınca sevinip, alkış yoksa kendimizden şüphe ediyoruzdur... Hocanın ya da hocaysak öğrencimizin/başka hocaların arkasından bir güzel konuşup, "Eh ama insanız neticede!" deyip geçiyoruzdur...

Yani bir anda üzerinde yoga yazan sihirli değnek inmiyor tepemize. Yolda olmayı, farkında olmayı, doğru ve samimi bir çabada olmayı unutmasak, yetecek belki.
Hocam Omanand, yoganın Batı'da algılanışı konusunda hissettiklerini sorduğumda demişti ki, "Çoğu insanın Batı'da yogaya spor için başladığı doğru. Zayıflamak, kaslı görünmek ya da popüler bir aktiviteye katılmış olmak için... Ama bir şekilde yoga, şifasını öyle ya da böyle o kişide gösterir. Zamanla insan, ne niyetle başlamış olursa olsun, yogayla gelen değişimi/dönüşümü kendinde fark eder..."
İtiraf edeyim yıllar önce bu soruyu yönelttiğimde beklediğim cevap bu değildi; eleştirsin, burun kıvırsın ve ben kendimi şanslı hissedeyim onun öğrencisi olduğum için, istemiştim:) Bugün bu sözlerine çok katılıyorum. Kendisini, disiplinini hayranlıkla izlediğim bir dostum, yoga yolculuğunun ilk 4-5 yılında yalnızca ve kelimenin tam anlamıyla deliler gibi asana çalıştı. Kaslarının güçlenmesinden mutlu oluyor, her buluşmamızda şu ya da bu duruşu yapması için neresini daha fazla çalıştıracağından bahsediyordu. Sonra o bedensel farkındalık nefese, kalbe ulaştı. Hala muhteşem güzellikle pozlar veriyor. Ve içindeki ses, ona kendini her an biraz daha fazla duyuruyor. Bunu gözlerinde, konuşmaya başladığında sesinin tonunda fark etmek mümkün. O, içindeki sesi duydukça yeni bilgiler, yeni olasılıklar da yolunda bir bir beliriyor... İlerliyor, ilerliyoruz, yine neşeyle. Yolumuz hep ferah olsun.
Evet, yoga eğitmenlik eğitim(ler)ini aydınlanmış insanlar olarak tamamlamıyoruz belki. Ama biraz şanslıysak, "aydınlanma" denen halin günlük yaşamda mümkün olabileceğini kavramış olarak çıkıyoruz. Her eğitmen, kendisine aktarılan bilginin o anda idrak edebildiği kadarını aktarıyor. "Practice, practice, practice!" ile geleceği söylenen o an, işte o idrak anlarını ifade ediyor. Bazen edinilen bilgilerin günümüz telaşıyla, yeterince deneyimlenmeden, biraz fazla hızlıca süslenip-paketlenip paylaşıldığı da oluyor. Olsun. Öğrenci de kendi idrak düzeyi kadar alıyor o bilgiyi. Ya da almamayı seçiyor.
Bir an geliyor, öğrenci, öğrenci olarak kendisine karşı sorumluluğunu görüyor ve durup yola bakıyor... An geliyor, öğreten kendisine, öğretiye ve öğrenene karşı sorumluluğunu görüyor... Kalpten kavranan bu anların ışığında yaşamın sonraki anları seçiliyor, kalpten kavrananlar hiç bırakılmıyor. "Her şey olacağına varıyor." Biz de kendimize ve birbirimize şefkatle bakmayı, yaklaşmayı hiç bırakmayalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder